Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Aralık 2011 Salı

Rus dilinin tarihi


Rus dilinin tarih bilgileri.
Eski rus dili.
    Rus dili – Hint-Avrupa dil ailesinin Islav grubundan bir dil. Hint-Avrupa ailesinde Alman, Baltik (şimdiki Litvanya ve Letonya) dil gruplarla birlikteydi. Önce Alman, sonra Baltik dilleri bu birlikten çıkmış, Islav dil birliğinin dağılması ve M.S. 5. yüzyılına dair. Ama şimdi bile biz bu dil birliğinin etkisi hissetmekteyiz. Mesela, halen bütün ıslavlar (belki Polonyalılar hariç) birbiriyle anlaşabilir.
Coğrafyaya göre ıslav kavimlerin 3 kolu vardı: doğu, batı ve güney. Dogu ıslavları Eski Rus devletinin sınırlarında eski rus dilini oluşturdu. Moğol-Tatar ilgali ve komşu devletlerin saldırılarının sonucunda Eski Rus devletinin toprakları üçe bölündü. Şimdiki belorus ataları - Litvanya’nın, ukrain ataları - Polonya’nın etkisi altında kalmıştı.
Eski Rus dili iki defa güney ıslav etkisini yaşamıştır. Birinci, Rusya’nın Hıristianlık kabul etmesi dönemindeydi(M.S. 988 yılı ve sonrası). O zaman Rusya’ya Bizans’tan, Bulgaristan’dan Hıristianlıkla beraber hıristian kitapları ve Kiril alfabesi gelmişti. Kiril ve Mefodiy, Bulgaristan, Moravya, Pannonya (şimdiki Macaristan) ıslav halkına hıristianlık getiren, ilk ıslav alfabesini yaratan ve kutsal kitapları ıslav diline çeviren Selanik’ten iki kardeş rahip. Kiril’in yazdığı ve Rusya’ya getirdiği kıtaplar, eski ruscadan biraz farklı olan  eski ıslav dilindeydi. Kilise halk dili değil, bu kitap dilini uygulamaya aldı; böylelikle kilise ıslavca oluştu. Şimdi bile Rus Ortodoksluğunda bütün dualar, ilahiler, ayinler bu dildedir.
 İlk kiril alfabesinin esasta Yunan alfabesi vardı, o yüzden rus diline lazım olmayan bazı karekterler vardı, mesela, ikişer çeşit “Z”,”F”,”İ” harfleri, “Psi” ve “Ksi” harfleri vardı. “Z”,”F” ve “İ” iki çeşit oldugu sayı sistemiyle ilgili. Eski ıslavlarda ve Bizans’ta şimdiki arap sistemi denilen (yani 1, 2, 3, 4…) bır sayı sistemi yoktu, sayı özel bir işaret altında bir harf olarak yazılıyordu. Harf sistemi sayı sistemiyle beraber aldığında ek harfleri almaya mecbur kaldılar. Mesela, “Zelo” harfi (“S”) 6, “Zemlya” harfini(“З”) 7 yazmak için kullanılıyordu, telaffuzu aynı idi (“Z”). “Psi” ve “Ksi” harflere gelince bunlar sadece yunancadan alınmış sözcüklerde yazılmaktaydı, bir rusça sözcükte “P” ve “S” ya da “K” ve “S” harflerin peş peşe olması inkansız. Örnek için birkaç yunan ismi söyleyeyim: AleKSandr, AleKSey, Psiheya, Psaltır (Davut Kitabı). Sonra bu son iki harf iptal oldu, diğerler ise çar Deli Petro’nun imla reformunde düzeltildi.
 Ama biraz geri dönerek kilise ıslavcanın etkilerinden birkaç örnek verelim. Özgün eski rusçada “açık hece” kanunu vardı. Bu demektir ki her ünsüzden sonra mecbur olarak bir ünlü geliyor. Hece her zaman açıktır. Örnek: sobaka (köpek). Eski rusçada çok kısa telaffuz edilen “E” (“ь”) ve “O” (“ъ”) harfleri vardı (bulgarcada onlar hala var). Hecenin açıklığını onlar sağlıyordu. (Benzer bir olay şimdiki kürtçede görünmektedir: hecenin açıklığı kısa bir “I” sağlıyor.) Bunlar sözcüğün sonuna gelip yumuşatma ya da sertlik işareti olarak okunuyordu. Örnek: къмънь (“komon’”,at)  городъ (“gorod”, şehir). Hece kapandıktan sonra “ъ” ve “ь” (bazen diğer hecelerle beraber) sözcüğün  ortasından düştü, ancak sonunda yumuşatma ve sertlik işaretleri olarak kaldı (ünsüzle biten sözcüğün sonunda sertlik işareti yazma  kuralı sadece Ekim Devriminden sonra kaldırıldı). Örnek: къмънь yerine конь oldu. Genel olarak güney ıslav dillerinin, rus dilindeki “ORO”, “OLO” v.b. heceler “RA” ve “LE” gibi biçimlerde telaffuz kendilerine özgündü. Kilise ıslavcada böyle kısaltmalar sürekli, ama halk ağzı dili uzun heceliliğini koruyabildi, çok az “kısalmış” sözcük dile girebilmiş. Örnek: gorod – şehir, grad – şehir (kentlerin adlandırmasında: Leningrad – Lenin’in şehri, Volgograd – Volga kenarında şehir), golova – baş, kafa, glava – başkan. Bundan başka “E” ve “O” ile başlayan sözcüklerden güney ıslav etkisini gösterebilirim: “O” ile başlangıç rusca için, “E” ile başlangıç bulgarca için tipik. Mesela, odin (bir) ve edinstvo (birlik), ozero ve ezero (göl)(ikinci telaffuz şimdi yok).
İkinci güney ıslav etkisi Türklerin İstanbulu fethetmesi sonraki bir döneme rastlar. O zaman hıristian rahiplerin, yazarların, okumuş insanların çoğu Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan’dan Rus devletine kaçmış, kendileriyle beraber kitaplarını da götürmüş. Direkt Patrikhaneden geldiği için otoritesi çok büyüktü, tabi ki dili ve kültürü güçlü bir iz bıraktı. 
Bu iki güney ıslav etkisi sayesinde rus dilinde bir yumuşama süreci geçti. Sözcüğün kökündeki “K” ve “G” ünsüzleri çekimlenmede “Ç”, “TS”, “Z”, “J” harflerine dönüştü. Mesela, ruKa (el) – v ruTSe (elde). Bugünkü rusçada bunun hafif bir kalıntısı var: druG (dost) – druZya (dostlar) – druJba (dostluk), sneg (kar) – snejnıy (karlı).
Not. Eski rus alfabesinin ilginç bir yanı vardı. Harflerinin adlarını peşpeşe okuduğunda anlamlı bir metin çıkıyor. Mesela, ilk üç harf: A (Az), B (Buki), V (Vedi) – “ben harfleri biliyorum” anlamını veriyor, sonraki üç harf: G (Glagol), D (Dobro), E (Est’) – “söz iyidir” olarak çevirebiliyoruz.
 Eski rus dilinin fonetik yapısına gelince birazcık farkı vardı. “Ё”(YO) harfi hiç yoktu, “J” ve “Ş” harfleri kesinlikle yumuşaktı (şimdi bunlar kesinlikle sert). Gramer yapısı ama çok farklıydı, özellikle fiil şekilleri.
Yavaş yavaş değişe değişe rus dili şimdiki görünüşünü aldı. I.Petro döneminin rusçası (1690-1725 yılları) artık bugünkü rusçaya çok benziyor. Çarın yaptığı font reformunun içerisinde bazı harflar alfabeden çıkarıldı, kalan ve lazım olmayan “E” harfinin çeşiti Devrimden sonra kullanmaktan çıktı.
Modern rus dilini Aleksandr Puşkin diye bir şair ve edebiyatçımız yarattı. 19. yüzyılının başlarında yaşadı. Onun rusçası – tam şimdiki rusça. Rus edebiyatının “Altın Çağını” o başlatıyor. Diğer ünlü rus edebiyatcıları:
Nikolay Gogol’
Mihail Lermontov
Gonçarov (“Oblomov”)
Nekrasov
Dostoevskiy (“Suç ve Ceza”)
Lev Tolstoy (“Savaş ve barış”, “Anna Karenina”)
Ostrovskiy

“Gümüş Çağı”(19. yüzyılının sonu – 20. yüzyılının başı):
Sergey Esenin
Aleksandr Blok
Anna Ahmatova
Marina Tsvetaeva
Anton Çehov

Devrim ve Sovyet Dönemi:
Vladimir Mayakovskiy
Konstantin Siminov
Tvardovskiy (“Vasiliy Tyorkin”)
Mihail Şolohov (“Sakin Don”)
Boris Pasternak (“Doktor Jivago”)
Aleksandr Soljenitsın (“GULAG takımadası”)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder